Türkiye İle Rusya Anlaşmadan Olmaz

0
911

Türkiye-Rusya ilişkilerinde gerginlik en çok da iki ülke arasında ticaret yapan iş dünyasını derinden etkiledi. Uygulanan yaptırımlarla Rus pazarından el çeken Türkiye sermayesinin yerine yabancı aktörler dahil oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın St. Petersburg’daki ziyareti sonrası Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ortak basın toplantısında iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin tekrar tesisi en en önemli konu oldu.

Türk-Rus İşadamları Derneği Başkanı Naki Karaaslan, yavaş yavaş rayına oturtulacağı anlaşılan süreci RS FM’de Ceyda Karan’ın hazırlayıp sunmuş olduğu ‘Eksen’ programında değerlendirdi.

Türkiye ve Rusya ilişkileri tekrar kurulurken, normalleşme yolunda atılan hızlı adımlardan çok, rotanın önemli olduğuna vurgu yapan Karaaslan, “Ekonomi ve siyaset ne yazık ki birbirinden ayrılmıyor ve iki ülkenin de yapısı ve liderleri de birbirlerine çok benziyorlar. Önümüzdeki süreçte çoğu konu için birkaç haftada harekete geçilecekmiş izlenimi var. Rus tarafı zemin hazırlamaya çalışıyor. İşin bir de hukuki boyutu var. Zira bürokraside verilmiş bazı kararlar var” dedi.

Ekonomi alanındaki adımların turizm sezonuna yetiştirilmeye çalışıldığını ifade eden Karaaslan, 2016’dan vazgeçilse de 2017’yi düşünmek gerektiğinin altını çizdi. Karaaslan, “Biz hep Rusya’yı uzun vadeli planlamamız gerektiğini ifade ettik Biz ‘100 milyar dolar’ hedefini koyduğumuzda, herkes bize marsa gitmek istiyorsunuz demişti. Mars hayali hoş bir hayal yalnız 100 milyar bir hayal değildi” şeklinde konuştu.

’25 Yıldır Böyle Sıkıntılı Dönem Yaşamadım’

Son dönemlerde enerji piyasasındaki değer kaybının, enerji bağımlısı bir ülke olan Rusya açısından büyük bir kriz olduğunu dile getiren Karaaslan” Ancak şayet bu problemleri aşarsak uzun vadede çok iyi şeyler olacak. Geçmişi konuşmaya gerek yok. Ama bizim de gelecekte bu tür hataları bir daha kaldıracak tahammülümüz yok. İşin iyi planlanması lazım” uyarısı yaptı. Karaaslan şu şekilde devam etti:

“Ben son 25 yıldır böyle sorunlu bir dönem görmedim. Bunun nedeni petrol fiyatlarındaki gerileme. Hepsi birbirine bağlı şeyler. Bu dönem diğerlerının piyasaya girmesi için makul bir dönem değildi. Bu yüzden çok kaybedilmiş bir şey yok. Herşeyin bir maliyeti var. Bu maliyet ödenmeden kimsenin yeri basit dolmaz. Gerçekçi olmamız lazım. Tablo Türkiye açısından da çok zor.”

‘İnşaat Sektöründe Kaybedilmiş Bir Şey Yok’

Birçok sektörde hızlı hareket edilmesiyle normalleşmenin tamamlanacağını savunan Karaaslan iş dünyasına bazı kolaylıkların sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Karaaslan, “Gıda, perakende gibi sektörlerde kayıplar oldu. Ancak inşaat sektöründe kaybedilmiş hiçbir şey yok. Türkler bu işi İdeal en hızlı sürede en kaliteli yaptığı için bu işleri alıyor. Belirli pazarlarda kuşkusuz sorunlar oldu. Vitrinde olan konular var. Meyve-sebze veya tekstil gibi. Bu konulardan vazgeçmemiz lazım. Bunlar tabanı ilgilendiren konular ve rakamsal değeri çok yüksek değil. Beslediği kesim çok yüksek. Yani işin bir de politik tarafı var. Yeni oyuncular girdi” değerlendirmesini yaptı. Türkiye ile Rusya arasında kurulması planlanan birkaç milyar dolarlık ortak fonu olumlu bulan Karaaslan, “Hızlı hareket edilmesi gereken konularda oluşturulacak bir fon. İş dünyasını burada rahatsız eden çok şey var. Bu açıdan ortak fonun kurulması oldukça önemli. Önümüz açılırsa çok ciddi projeler yapılacak. Bu fonun kurulması da çok uzun sürmez, bir aya kullanıma başlar diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

‘Lira-Ruble Ticaretinin Yaygınlaşması Lazım’

Karaaslan iki ülke arasındaki ticarette mahalli para biriminin kullanılmasına yönelik adımların hızlandırılması gerektiğinin altını çizerek “Türk Lirası-Ruble ticaretine dair bazı kararlar var. Bazı şirketler bunu yapabiliyor. Ama bunun yaygınlaşması lazım. Teknik yapısı çok şey değil. Geçmişte çok gündeme getirdik. Ama arkamızda durulması lazım” dedi.

Normalleşme adımlarının görüşüldüğü süreçte Türkiye’nin arzulu olmasının yanısıra Rus lider Putin’in yaklaşımının da çok pozitif olduğuna değinen Karaaslan “Kapalı toplantılarda da son derece pozitif olduğunu gördüm. Sonuçta Putin’in yapısını biliyoruz. Bir kırgınlık var ve bunun kamuoyu boyutu var.  7-8 aydır kahvaltı uygulamalarından başlayıp akşamki açık oturumlara kadar Türkiye’ye verip veriştirdi. Şimdi bir dönüş yaşanıyor. Önce bir kamuoyunun hazırlanması lazım. Sinyalleri esasen verildi. Her iki taraf da samimi. Ortak yararları da çok fazla” dedi. Karaaslan, “Bizim de hep ifade ettiğimiz gibi ikisi birbirini tamamlayan iki ülke birbirinden ayrılması olası değil. Tıpkı etle kemik, şapkayla kafa gibi. Bu coğrafyada iki ülke anlaşıp koordine olmazsa bölgeye huzur gelmez. Hem ekonomik hem siyasi açıdan” vurgusu yaptı.

‘Suriye’ye Barış Gelmesi Ekonomi Açısından Da Önemli’

Basına yansımayan bazı konularda çözüm üretilmeye başlandığını söyleyen Karaaslan”Bunların Batı tarafından yıpratılması istenmiyor. Zaten Türkiye’den gelen açıklamalar da bu yönde. Suriye’ye ve bölgeye barış gelmesi oldukça önemli. Sonuçta ekonomi huzuru sever, aydınlığı demokrasiyi sever. İki tarafta da bu çabalar var. Bence her iki taraf da samimi” değerlendirmesinde bulundu.

Karaaslan son olarak şu mesajı verdi: “Burada sivil toplum kuruluşlarına çok görev düşüyor. Siyasetin veya kurumların değil, kendi temsil ettikleri iş dünyasının problemlerinı gündeme getirmek ve bu zor dönemde bu konulara sahip çıkmak halinde. Hepimizin tavsiyesi de budur. İki ülkede de iş dünyası bağımsız olmalı. Yapılacak hataların önünde durmalı. Bunlar söylendiği sürece önümüz açılacak Rusya-Türkiye ilişkileri çok gelişecek. Stratejilerin belirlenmesi lazım Türkiye tarafından. Rotası belli olmayan yelkenliye rüzgarın yararı olmaz. Rotamızı saptamamiz lazım. Katma değeri yüksek projelerle uğraşmamız lazım.”

Cevap Ver

Lütfen Yorumunuzu Onaylayın
Lütfen İsminizi Yazınız