En kötüsü de ne biliyor musunuz? Patlayan bombalara, her gün gelen şehit haberlerine, kadın cinayetlerine, hırsızlığa, bebek ve çocuk tecavüzlerine alıştırıldık. Ama ben alışmadım, benim gözümde; Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Sarıkamış’ta ve pek çok savaşta kanının son damlasına kadar savaşan yiğitlerin bizlere emanet ettiği şanlı Türkiye Cumhuriyeti yanlış politikalar ve çıkar meseleleri yüzünden bu yola girmemeliydi. Ben şuan bu cümleleri ne bir CHP’li olarak, ne de HDP’li, AKP’li ya da MHP’li olarak söylemiyorum. Bu ülkenin içinde büyüyen T.C. vatandaşı olarak söylüyorum. Hiç kimse, bir siyasi ideolojiyi savunmak zorunda değildir.
Son günlerde bu ülke Gaziantep’teki patlamaya da ekranlardan ve sosyal medyadan şahit oldu. Herkes bir şekilde üzüntüsünü dile getirdi, lanet okudu. Peki, hangimizin içi, 4 çocuğunu da aynı düğünde kaybeden anne kadar yanabilirdi? Bu tarifi imkânsız acının Dünya’da eşi benzeri var mıydı? Ben size söyleyeyim, bu Dünya’daki hiç kimsenin canı 4 çocuğunu kaybetmiş bir anne kadar yanamaz. Ve bu Dünya’daki hiçbir kirli politika bu hatayı meşru kılamaz ve siyasiler tarafından yapılan hiçbir açıklama ölen 50 kişiyi geri getiremez. Ölen 50 kişinin yarısından çoğunun çocuk olduğunu biliyor muydunuz?
Şimdi, sosyal medyada yankılanan diğer bir konu da ölenlerin terörist olduğu yönünde. ‘’Zaten Kürt’tü, zaten teröristti’’ diyorlar o masumların arkasından. Hiçbir kirli oyundan, hiçbir parti düzeneğinden haberi olmayan o çocuklara ve gençlere terörist diyen zihniyet karanlığın ta kendisidir. O karanlık, bir gün seni de beni de içine çekmeye çalışacaktır.
Dünya’daki tüm siyasi politikalar bu düşünceme karşı çıksa da ben bu ülkede Türklerin de Alevilerin de Lazların da Çerkezlerin de Kürtlerin de Boşnakların da ve sayamadığım diğer tüm etnik gurupların da kardeş olduğuna inanıyorum.
Bu vatanı korursa, birlik ve beraberlik korur. Ayrımcılığa dayanan köhne zihniyetlerin peşinden sürü gibi gitmek yerine bu toprakların üzerinde milyarlarca şehidin kanının olduğunu, yeri geldiğinde Şerife bacıların, yeri geldiğinde Seyit onbaşıların vatan uğrunda geleceğe sürülen her türlü karanlığa engel olmak için kalkan olduğunu unutmamalıyız. Biliyorum ki, kirli ellerini bu patlamanın gerçekleşmesi için kullanan kişi ve kişiler gün gelecek, hayallerini ve geleceğini çaldığı tüm çocuklardan af dileyecek. Evet, biliyorum, gün gelecek bu kirli düzenin çaldığı ölen her çocuktan özür dileyeceksiniz.
Şimdi, benimle aynı fikirde olan herkes ’ten bu patlamayı lanetlediğini göstermesini istiyorum. Söz ile değil, yazı ile değil, birlik ve beraberlik kurarak gerçekleştirebiliriz bunu ancak. Allah bu vatana bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.
