Avrasyacılık Projesinin mimarı ve yürütücüsü Rusya Devlet Başkanı Putin’in özel temsilcisi ve danışmanı A. Dugin’dir. A. Dugin diyor ki; “Rusya’nın ulus devlet sınırlarına çekilmesi ölümü demektir.” A. Dugin’in tespiti, birçok ulusu asırlarca büyük bir devlet altında yaşatanlar için, yani Türkiye için de geçerlidir. Bir başka deyişle, Türkiye ile Rusya, bu hususta aynı konumdadır.
Bundan dolayıdır ki, A. Dugin, Türkiye’nin de Avrasyacılık Projesinde yer almasını Türkiye’nin yararına görmekte ve bunu çok arzulamaktadır. Daha doğrusu A. Dugin, Avrasyacılık Projesinin hayata geçebilmesi için Türkiye’nin bu projeye katılmasını olmazsa olmaz kabul etmektedir.
Dugin’in, Avrasyacılık Projesinde Türkiye ısrarının bir diğer nedeni de şudur: Bilindiği üzere Avrasya’da yaşayan ulusların büyük bir kısmını Müslüman Türkler oluşturmaktadır. Müslüman Türkler, tarih boyunca Ruslarla mücadele etmişlerdir.
Bu mücadelenin ve Sovyetler Birliği içerisinde yaşadıkları esaretin acı hatıralarını asla unutmamışlardır. O nedenle Rusya’ya pek güven duymuyorlar. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla kavuştukları bağımsızlıklarını titizlikle korumaya çalışıyorlar. Zaten hep böyle olur, bağımsızlığın değerini, en iyi esaret altında yaşayanlar bilir.
Rusya, Müslüman Türk Cumhuriyetleri ile tek başına işbirliği kurmak iç büyük gayret sarf etti. “Müslüman Türk Cumhuriyetleri Rusya’nın etkisi altındadır” denilmesine rağmen, Rusya, tam olarak amacına ulaşamadı.
Rusya, Türkiye’nin de, Müslüman Türk Cumhuriyetleri ile işbirliği kurmasından sürekli tedirgin oldu. Bunu engellemeye yönelik adımları atmaktan da hiç çekinmedi. Sonunda Rus yetkililer, Avrasyacılık Projesine Türkiye’yi de dahil etmeye karar verdiler. Rusya’nın Türkiye’ye yakınlaşmasının temelinde yatan asıl neden işte budur.
Bu yakınlaşma, ABD’nin en korkulu rüyası olduğundan, bin bir entrika ve hile ile Türk-Rus ilişkilerini bozmaya uğraşmaktadır. Rus uçağının düşürülmesini ve düşürme emrini İncirlik Üssü’nde görevli FETÖ’cü bir askerin vermesini, bu çerçevede değerlendirirsek, işin vahametini ve boyutunu daha iyi algılarız.
Rus yetkililer, bütün bunları bildiğinden Türkiye ile bir çatışmaya yanaşmamış, Rus kamuoyunda meydana gelen tepkileri ekonomik ambargo ile ustalıkla sindirmiştir. Maalesef Türk yetkililer, aynı basiretli davranışı ortaya koyamamışlardır.
O dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Rus uçağını düşürme emrini bizzat kendisinin verdiğini söyleme gafletinde ve kahramanlık gösterisinde bulunmuştur. Hâlbuki işin gerçeği hiç de öyle değildi. Ne gariptik ki, bunu da Rusya’dan öğreniyoruz.
Peki, Türkiye Avrasyacılık Projesinde yer almalı mıdır?
Rusya, Türkiye’yi bu projeye dahil etmesi halinde Müslüman Türk Cumhuriyetlerinin güvenini sağlayacağından emindir. Onun için Türkiye ile işbirliğini artırmaya ve sürdürmeye büyük önem vermektedir.
Sonuç olarak deriz ki, Türkiye’nin, Rusya ile eşit şartlarda Avrasyacılık Projesinde yer alması yararınadır. Avrasyacılık Projesi, tarihi değiştirecek derinlikte ve büyüklüktedir. O nedenle bu projeyi, enine boyuna incelemek ve araştırmak için -varsa- devlet aklı bütünüyle seferber edilmeli ve akil adamlar devreye sokulmalıdır. Türkiye’yi idare edenlerin böyle davranması en büyük temennimizdir.
Mustafa Hilmi Yıldırım