Vladimir Putin, düşürülen Rus Su-24 bombardıman uçağı ile ilgili ihtilafının sona ermesinden sonra ilk defa Türkiye Cumhuriyeti’ni ziyaret etti. İki lider, Suriye’de yaşananlar için siyasi çözüm bulunması ve kan dökülmesinin bir an önce sona ermesi çağrısında bulundu. Siyasi yorumcu Dmitri Drize’ye göre, en önemli şey Batı’nın yeni Rus-Türk yakınlaşmasını nasıl değerlendireceği.
Kommersant’ın haberine göre, iki liderin görüşmesi iki saatten fazla sürdü. Tartışılan konuların önemi dikkate alındığında bu o kadar da uzun bir süre değil. Elbette, Putin’in İstanbul ziyaretinin en önemli konusu Suriye. Enerji Kongresi’nde ekonomi ile ilgili yapılan açıklamalar ve konuşmalar da şüphesiz önemli. Görüşmelerin sonucu ortak bir ifade ile tespit edildi: Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşımlarının farklı olmasına rağmen Suriye konusundaki işbirliğinin devam edeceği ile ilgili karar aldılar.
Taraflar Birbirleri Arasındaki İlişkileri Eski Haline Getirmeyi İstiyor
Ancak, en önemli husus, Ankara’nın, Rusya’nın Türkiye’nin de çıkarlarının olduğu Halep’teki operasyonunu yargılamaması ve iletişim yollarını aramaya hazır olması. Bu son cümle çok kilit bir konu. Erdoğan, Amerika gibi ilişkileri yıkmıyor, işbirliğine devam etmeye hazır. Moskova ve Ankara, diplomatik ve en önemlisi, askeri işbirliği kurmaya karar verdi.
Rusya’nın taviz vermek zorunda kalacağı belli. İlk olarak, bu ekonomi alanında ortak projelerin yeniden başlatılması ile ilgili. Buna ilave olarak, Rusya, Türkiye’nin Fırat Kalkanı Operasyonu ile ilgili neredeyse hiçbir yorum yapmıyor. Bilindiği gibi, Erdoğan’ın askerleri Moskova’nın ana müttefiki olan Beşar Esad’ın topraklarını işgal etti. Rusya’nın çıkarları için gerekli olan Kürtler de zarar görüyor. Türkiye ise, AB ve ABD’nin aksine, Suriye ve Rusya tarafından Halep’e düzenlenen saldırıyı savaş suçu kapsamında incelemeyi talep etmiyor. Erdoğan’ın retoriği Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulduğu zamandaki retoriğinden çok farklı.
Hem Rusya’nın, hem de Türkiye’nin şu anda Amerika’ya karşı hesapları var. Bu bizi birleştiriyor ve Batı ile yapılan müzakerelerde kozları ele geçirmeye yardım ediyor. Elbette, tam anlamda müttefik olamayacağız, ancak, şu anda Batılı ortaklarımıza baskı yapmamız lazım. Bunu yapmayı başarıp başaramayacağımız belli değil. Ancak, şu anda Suriye’deki çatışma ile ilgili durumun gelişmesinde yeni bir aşamadan bahsedebiliriz. Barış yönünde ilerleme İsviçre’de Cumartesi günü düzenlenecek Suriye konusunda gelen müzakerelerden sonra beklenebilir.