Putin – Erdoğan Görüşmesinin Gündem Maddeleri Neler?

0
1099

(UDIK) Türkiye – Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin 6.toplantısı, bugün Kremlin Sarayı’nda yapılacak. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı resmi konuğu olarak ağırlayacağı toplantının öğlen saatlerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Ayrıca Erdoğan’ın beraberindeki heyette sekiz bakan bulunacağı biliniyor.

Yaşanan uçak krizi ve sonrasından ”özür mesajı” ile ”normalleşme” sürecine girildiği belirtile ilişkilerde pek çok önemli gündem maddesi Kremlin’de bugün masaya yatırılacak. İki ülkenin yatırım projelerini destekleyeceği 1 milyar dolarlık ortak fonun imzalarının da bugün atılması bekleniyor.  Fakat zirvesinin temel konusunun Suriye sorunu olacağı, Moskova görüşmelerinin, pozisyonları son zamanlarda yakınlaşan ve IŞİD terör örgütüne karşı ortak askeri operasyonlara katılan iki ülke bakımından Suriye’nin geleceğine yönelik büyük önem taşıdığına da dikkat çekiliyor.

Rakka, Münbiç ve bölgede ki PYD varlığı ile Amerika güçlerinin durumları ve muhtemel ortak politikalar gibi konular UDİK zirvesinde görüşülecek.  Moskova zirvesi hem tarafların hem de toplumların beklenti ve talepleri bakımından ne ifade ediyor? Beklentiler neler? Bugün gerçekleşecek görüşmelerde tarafların gündeme taşıyacağı maddeler şunlar;

Türkiye

Ankara uçak krizinden sonra normalleşme sürecinin gerekli olduğu ve beklendiği hızda ilerlemedi, Türk tarafının gerekli adımları atmasına rağmen Rus tarafının özellikle de uygulanan yaptırımların kaldırılması ile ilgili konuları ağırdan aldığı görüşünde. Özellikle Suriye meselesinde Rusya ile uyumlu siyasetleri reel politik bakımdan artık ”kaçınılmaz” bulan Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamalar ile sorunları çok öne çıkarmadan Rusya ile işbirliğinin önemine vurgu yapsa da, hükümetin ekonomi kanatları bu yavaşlık nedeni ile duydukları rahatsızlığı sıklıkla dile getiriyorlar.

Türkiye Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması ile ilgili Rusya’nın gönülsüz olduğunu daha eleştirel ve net ifadeler ile dile getiriyor olması gözlerden kaçmıyor. Türkiye tarafı yaşanan uçak krizinin özür mesajı ile geride bırakılmasından sonra Ankara tarafından Moskova’yı memnun edici adımlar atıldığını, Suriye’deki siyasetlerini karşıtlıktan paralelliğe taşıdığını, Akkuyu Santrali ile alakalı taahhütlerini yerine getirdiğini, Türk Akımı boru hattı için onay verdiğini yani kısaca normalleşme yolunda üstüne düşenleri fazlası ile yerine getirdiğini düşünüyor.

Türkiye bakımından şuan, ekonomik – ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve dış ticarette 100 milyar dolar hacim beklentisine ulaşılması, Milli paralar ile ticaretin genişletilmesi, tarımsal ürünler için getirilen yaptırımların tamamı ile kaldırılması, turizm sektöründe yeniden eski seviyelere gelinmesi, Türk şirketleri ve vatandaşlarının Rusya’da yaptırıma konu çalışma haklarının iade edilmesi, kademeli de olsa vizesiz rejime geri dönülmesi gibi talepleri masada.

Öte yandan Amerika ile ilişkileri gerilmeye devam eden Ankara’nın Rusya ile güçlü bir müttefik oldukları mesajı vermeye gereksinim duyduğu, bu nedenle Moskova zirvesinden somut kazanımlar elde edilmese dahi Erdoğan’ın hem dünyaya hem de Türkiye’ye Sağlam bir Ankara – Moskova ittifakı fotoğrafı sunmayı istemesinin de önemli olduğuna dikkat çekiliyor.

Rusya

Rusya’ya bakıldığında genel görünüm, savaş uçağının düşürülmesinde sonra özür mesajı ile normalleşme adımları atılmış olsa da ilişkilerin hızlı bir şekilde eski seviyesine dönülmesine imkan vermeyeceği ve normalleşmenin kademeli olarak devam edeceği için zaman alacağı şeklinde.

Üstelik bu konu ile ilgili adımların tam da atılmaya başlandığı zaman diliminde Ankara’da görevli Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesi bir defa daha frene basılması adına gerekçe oldu. Yani bir bakıma Moskova’da ki kanaat yaşanan meselelerin Türkiye’nin ödemekte olduğu bir bedel olduğu şeklinde. Bu bakımdan Rusya kendi açısından bazı kazanımlar elde edilmesi ile ilgili ( Suriye ve enerji projeleri gibi ) oldukça aktif bir tutum izlerken, Türkiye’nin talepleri ile ilgili aceleci davranmıyor.

Tarımsal ürünler ile ilgili uygulanan yasak yerli üreticilerin korunması gerekçesiyle kademeli olarak kaldırılıyor. Türk şirketlerinin ve vatandaşlarının çalışma yasakları değerlendirildiğinde ”Zaten eski çalışanlar ve şirketlerin faaliyetlerine devam ettiği ve kapsamlı bir sorun olmadığı” belirtiliyor.

Vize meselesi masaya taşındığında, ”IŞİD tehdidi ve Türkiye’de yaşanan darbe girişimi ardından faillerin kaçmasına olanak yaratılmaması için vize rejiminin kaldırılmasının iki tarafın güvenliği bakımından şu anda mümkün olmadığı” açıklaması yapılıyor.

İş dünyasından vize ile alakalı gelen şikayetlerde ise yanıt, ”İş adamlarına kolaylık tanınması adına çalışmaların sürdürüldüğü, listelerin hazırladığı ve bu sorunun belirli bir zamanda aşılacağı” oluyor.
Yani Türkiye’nin teklifleri reddediliyor fakat hızlı bir kabul durumu da söz konusu değil. Rusya normalleşme sürecinin hızından memnun ve bu süreci hızlandırma gibi bir önceliği bulunmuyor.

Diğer taraftan birçok analist, Recep Tayyip Erdoğan’ın Batı ile ilişkilerde karşılaştığı sorunların Vladimir Putin ile daha yakın fotoğraf vermesinin önemini arttırdığını ve Kremlin tarafı için bunun önemli bir koz olduğunu belirtiyor.
Bugün gerçekleştirilecek zirvede, tarımsal ürünlerde domates yasağının kaldırılması bekleniyor ancak bu Türkiye’nin tek başına tatmin olacağı bir adım değil. Ayrıca iki ülke arasında ortak yatırım fonu kurulması da Türkiye ve Rusya bakımından ileri adım olarak vitrinde yer alıyor. Zirvede Türkiye – Rusya Kültür Turizm Bakanlıkları arasından imza altına alınacak anlaşma ile 2019 senesinin iki ülke arasında karşılıklı olarak turizm ve kültür yılı ilan edileceği de biliniyor.

Rusya bakımından önem taşıyan konulardan biri de Türkiye S-400 füze sistemlerinin satılması. Moskova ilişkilerde Türk Akımı Projesi ve Akkuyu Santralinden sonra S-400 satış ile yine oldukça önemli bir kazanç elde etmenin peşinde.  Akkuyu Nükleer Santrali için tüm bürokratik sorunların aşılması ve inşaata bu sene yaz döneminde kesin olarak başlanması da Rusya tarafının beklentileri arasında.

Rusya’da yaşayan Türkler;

Ticari ve çalışma faaliyet yasakları ve vize sorunları gibi meselelerde tatmin edici bir ilerleme kaydedilmemesi, Rusya’da uzun zamandır yaşam süre ve çalışan vatandaşlar bakımından artık dayanılması mümkün olmayan sorunlara sebep oluyor. Birçok kimse Türkiye’ye geri dönüş yapmak zorunda kalırken birçok Türk – Rus aile ise bölündü. Rusya’da daimi ya da geçici oturma izni bulunanlar bu tarz hukuki meseleleri daha az yaşıyor fakat ticari faaliyetlerdeki yaptırımlar sebebi ile karşılaşılan engeller, zaten ekonomik kriz sebebi ile işleri bozulanları iyiden iyiye bir çıkmaza sürüklüyor.

Son zamanlarda işleri iyice bozulan ve dayanma güçleri oldukça azalan birçok iş adamı arasında ”Moskova’da ki zirvede de meseleler çözüme kavuşturulmazsa, Rusya’da yaşam sürdürmek ekonomik bakımdan hem anlamsız hem de imkansız hale gelecek” kaygısı oldukça yaygın.  Ayrıca Rusya’da yaşayan Türk toplumu tarafından uzun zamandır beklenen Moskova Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin binasının satın alınarak çok yakında açılacağı ile ilgili paylaşılan haberler zirve ile alakalı güzel gelişmelerden bir tanesi olarak gösteriliyor.  Farklı hesap ve kaygıların gölgesinde yapılacak zirveden elde edilecek sonuçlar iki ülkede de ihtiyatlı bir iyimserlik ile bekleniyor.

Cevap Ver

Lütfen Yorumunuzu Onaylayın
Lütfen İsminizi Yazınız