Türkiye, Boğazı ”Kanal İstanbul” ile geçecek.

0
855

Türkiye yönetimi, Karadeniz ve Marmara Denizini birbirine bağlaması planlanan kanalın nasıl bir rota izleyeceğini açıkladı.

Türkiye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, üzerinde çalışılan farklı rota alternatiflerinin ardından Küçükçekmece üzerinden planlanan rotanın en doğu yol olarak kabul edildiğini belirterek, Kanal İstanbul projesinin güzergahını açıkladı.

Anadolu Ajansı tarafından paylaşılan habere göre Ulaştırma Bakanı, ” 45 km.lik Küçükçekmece, Sazlıdere, Durusu koridoru Kanal İstanbul projesinin güzergahı olarak belirlendi” dedi.

Hatırlanacağı üzere 2011 senesinde halihazırda hala Türkiye Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmekte olan Recep Tayyip Erdoğan, Boğazdan günlük iki yönlü olarak yüzün üzerinde gemi geçtiğini ve bu sebeple Boğazın üzerindeki yükü hafifletmek ve tehlikeli madde geçişlerindeki riskleri azaltmak adına bir kanal inşa edilmesini önerdiğini belirtmişti.

Ardından ise yaklaşık olarak 150 mt genişliğinde ve 25 mt derinliğinde olması planlanan kanalın Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılı şerefine 2023 yılına kadar tamamlanacağı belirtilmişti. Ancak, bazı uzmanlara göre söz konusu projenin yaşama geçirilmesi, göller ve Terkos Sazlıdere rezervuarlarından kullanılan içme suyunun yanı sıra bölgenin ekolojik yapısı açısından oldukça tehlikeli.

İlk verilere göre Kanal İstanbul’un maliyeti 10-20 milyar dolar olacak.

Vestnik Kavkaza muhabiri ile röportaj yapan Türk siyaset bilimci Orhan Gafarlı , ” Kanal İstanbul Projesi için güzergahın seçilmesi Türkiye’nin ekonomik yaşamında çok önemli bir olaydı” dedi. Gafarlı, ”Bu kanalın hayata geçirilmesi, Türkiye’de ticaretin arttırılmasını sağlayacak. Doğu Avrupa ile Ortadoğu arasındaki ticaret bakımından kanal bir geçiş merkezi rolü üstlenecek. Bu proje ülkemiz adına oldukça önemli.” ifadelerini kullandı.

Söz konusu kanalın jeopolitik bir önemi olduğuna vurgu yapan Gafarlı, ” Elbette, 1936 yılında gerçekleştirilen Montrö Sözleşmesinde kanalların durumu belirlenmişti. Savaş ve barış dönemlerinde kanallar tamamı ile Türkiye’nin kontrolü altında kalacak. Ancak, kanal ile ilgili koşullar Ankara tarafından sözleşmenin değerlendirilmesinin ardından netlik kazanacaktır.” dedi.

Gafarlı, pek çok yabancı şirketin projeye katılmak için ilgi göstereceğini belirterek, ” Batı da gelecek dönemde bu kanala yatırım yaparak kar edecek. Çünkü söz konusu projeye katılmak ile ilgilenen birçok yatırım grupları bulunuyor. Çin’in de dikkati Kanal İstanbul Projesinde. Bu proje Batı’ya kargo teslimatı rolünü tek yönlü olarak üstlenecek.” dedi.

Rusya Bilimler Akademisinde Şarkiyat Enstitüsü Orta Doğu Ülkeleri Araştırma Merkezi Türkiye Bölümü Araştırma Görevlisi Andrey Boldyrev de konu ile ilgili olarak ” Kanal İstanbul, Boğazı rahatlatmak ve petrol taşımacılığı ile ilgili potansiyel çevresel felaketlerden ülkeyi uzak tutmak gibi avantajlarının yanı sıra ayrıca genel olarak mal akışını da arttıracak ve Türkiye’ye ciddi karlılık sağlayacak.” dedi.  Uzmana ayrıca, kanalın açılması ile beraber bir takım rahatsızlıklar da duyulabileceğine vurgu yaparak, ”Bildiğiniz gibi Türkiye kendi şartları için yeni bir kanal projesini oluşturmayı arzulamaktadır. Şimdi, Boğaz yolu ticaret trafiği sebebiyle paralel kanal kazma halinde geçişler için kargo ücreti getirilmesi mümkün, ancak bu neredeyse bedavaya denk gelir.” ifadelerini kullandı.

Uzman, ”Öte yandan, Boğazlar rejimi Montrö Sözleşmesi ile belirlenmişti.Bu nedenle Ankara Kanal İstanbul projesi ile ilgili olarak bu sözleşmeye dahil olan tüm devletlerin ortak rızasını almalıdır. Çünkü, Türkiye kendi sularında kanal kazacak olsa da bu uluslararası kurallara tabi” dedi.

Türkiye’nin söz konusu projenin inşaatı için yabancı yatırım çekme şansı ile ilgili yorumlarda bulunan uzman, Teorik olarak bu ihtimalin bulunduğunu ancak pratikte olayın farklı yürümesinin muhtemel olduğunu söyledi. Boldyrev, ”Türkiye’nin sürekli olarak birbiri ardına mega projeleri yaşama geçirdiğini düşünüyorsanız bu bir varsayım ancak bu kanalın mega bir proje olduğu gerçek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yılın sonunda Belgrad’da düzenlenen bir iş konferansı sırasında bunun kendisinin rüyası olduğunu belirtmişti. O dönemde bu proje ile ilgili ihale hazırlamak hayal bile edilemezdi. Ancak, gerekli finansman için Ankara öncelikli olarak ulusal fonlarını kullanacak olsa da projenin tamamlanması büyük ihtimalle ertelenmeye devam edilebilir.”dedi.

Cevap Ver

Lütfen Yorumunuzu Onaylayın
Lütfen İsminizi Yazınız