Sevil Nuriyeva: Türk Birliği Mümkün mü?

0
1193

Türk Birliği; tarihi geçmişi olan lakin pratik verilerle donatılmamış bir fikir olarak şu anda önümüzde. Bu durumun; objektif ve sübjektif nedenlerini ve gerçeklerini de okumamız gerekli.

Türkiye’nin; 90’ların başında bu coğrafyanın bağımsızlığa kavuşma sürecine hazırlıksız yakalanması, en verimli ve konjonktürel olarak uygun şartların pekişmesi dönemini kaçırmasıyla tarihe geçti!

Türk Birliği fikrinin de, fiili yapılanmasının da, esas mihenk taşının “Türkiye” olduğu bilenen bir gerçektir. Lakin Türkiye’nin o dönemdeki siyasi durumu ve kaderinde oynanan oyunların içeriğine baktığımızda anlaşılan o ki; bu gerçeklerin bayraktarlığını yapamaması için uzun yıllar coğrafyanın meraklısı güçlerin, Türkiye’nin mahalle sorunlarıyla uğraşmasını, başının dertlerden ayılmamasını, ülke içinde uzun yıllar yetiştirilmiş aktörlerle dizayn edildiğini görmekteyiz. Durmadan yaptırılan darbeler, milli meselelere hayatını adamışlara yönelik operasyonlar, faili meçhul olaylar, yani şimdilerde içinden çıkmaya gayret ettiğimiz, oyun içindeki oyunların nedenlerini anlamaktayız!

Türkiye; bu doğal coğrafyasındaki bağlarıyla ilişkileri kurarken, başlangıçta geniş sosyolojik tabanı kendine hedef belirlemiş olmasına rağmen, bu giderek lokal ve belli gruplarla ilişkiler sınırlarını aşamadı.

Siyasiler, yazarlar, STK’lar ve medya gibi faktörler giderek renk ve nitelik değiştirdi. Hatta bu konuda en önemli zararı FETÖ ağı verdi. “Türkiye” gözüktü ve “Türkiye adına bir şeyler yaptı” gözükerek, esasında örgüt ve bağlı oldukları güçlerin menfaati odaklı projeler ürettiler. “Türk Birliği fikriyatının” içinin boşaltılmasında, çok önemli faktör oldu FETÖ!

Türkiye; sadece bu devletlerin hükümetleriyle iş kurgulama yolunu tercih etti. Bu elbette bir bakıma doğru karar olması yanı sıra, diğer toplum katlarıyla ilişkilerin mekanikleşmesine kapı açtı.

Türkiye’nin doğal hinterlandı, bu tarih kokan coğrafyada ortak anlaşma dilinin Türkçe olmaması bile, başlı başına sorun olarak okunmalıdır.

Türk Birliği fikri; hayali olmamakla birlikte, hem de somut adımlarla hedefe varılması mümkün bir fikir olarak görülmeli. Lakin bu fikrin içi doldurulmazsa, toplumun tüm katmanlarının dünya görüşü buraya yansımazsa, sadece hükümetlerin bakış açısıyla dizayn edilirse, bu fikir sadece güzel bir fikir olarak hayallerimizi süsleyecektir.

Türkiye; Türk Birliği fikrinin içerisini doldurmak için, kendisine siyaseten en yakın ülkelerden başlaması gerektiği bir gerçektir. Azerbaycan ve Kazakistan bu anlamda, iyi içerik barındırmaktadır.

Bu saydığım ülkelerin; hem yönetimleri, hem de toplum bilinci açısından, bu fikre somut geçişi kolaylıkla sağlayacak nitelik taşımaktadır. Lakin unutmamak gereken önemli husus budur ki; uzun yıllardır bu alanda Batılı güçler ve elbette Rusya ve yanı sıra İran ciddi çalışmalar yapmakta.

Elbette bu coğrafyanın, ciddi baskılara mazhar durumda olduğu da sır değil. Bu baskılar altında dengeyi koruma gayreti ve eski Sovyet mekanizmalarının halen işlek halde olması, mantalite ve zihniyet olarak halen zinde olması, Türk devletlerinde bilinen gerçeklerdir.

Lakin Türkiye için en fonksiyonel argüman olarak hem güçlenmesi, hem de bu devletleri güçlendirmesi açısından zinde tutulması gereken gerçeğimiz olduğu hakikatini de devreye sokma zamanı gelmiştir. Çok kolay olmayacağı bellidir. Çünkü bu coğrafyada, Rusya çıkarları baskın durumda! Lakin toplumlar nezdindeki güç Türkiye’nin tarafındadır. Bu toplumsal dinamikleri devreye sokmak için ise sadece hükümetlerle ilişkiler değil, hem de tüm güçlerle ilişkiler canlandırılmalıdır.

Zamanında; İran tehditlerine karşın Güney Azerbaycan’daki Türklerin varlığı üzerine bir fikir üretti özgürlük hareketi lideri eski Cumhurbaşkanı rahmetli Elçibey. Bütün Azerbaycan Birliği’ni kurdu ve bu fikriyattan Azerbaycan menfaatleri için dönemin devlet başkanı önemli devlet adamı rahmetli Haydar Aliyev, İran’a karşı caydırıcı güç olarak kullanmayı başardı. Birbirine zıt ve muhalif iki siyasi lider. Lakin devletin menfaati için, akıllı politik performans gösterebildiler. Mesele şu ki; Türk Birliği, Türkiye için de Türk Cumhuriyetleri için de, ileride ciddi siyasi enstrüman niteliği taşıyacak. Eğer konu, MESELEye dönüşürse…

Cevap Ver

Lütfen Yorumunuzu Onaylayın
Lütfen İsminizi Yazınız