Rus uçağının düşürülmesinin yıldönümünde Türkiye-Rusya ilişkilerinin geldiği aşamayı Sputnik’e değerlendiren Yılmaz, Rusya ile normalleşme sürecinin başlamasından memnuniyet duyduklarını vurguladı. Normalleşme sürecinin istedikleri hızda ve alanlarda gitmediğini belirten Yılmaz, “Biz ilişkilerin daha hızlı bir şekilde rayına oturmasından, hatta daha da gelişmesinden memnuniyet duyarız. Bu üzücü hadiseden sonra biz anamuhalefet partisi olarak hükümet çok sert açıklamalar yaptığında da, Rusya’dan çok sert açıklamalar geldiğinde de soğukkanlı bir şekilde sürecin suhuletle, diyalogla devam etmesi gereğini hep vurguladık. Onda da ne kadar doğru bir politika izlediğimiz ortada” diye konuştu.

Rusya’yı Rakip Değil Ortak Olarak Görüyoruz

Türkiye ve Rusya’nın çeşitli dış politika alanlarında işbirliği yapabileceklerini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:

“Şimdi bundan sonra iki ülkenin özellikle Suriye’de ülkenin toprak bütünlüğünün sağlanması, Suriye’deki savaşa son verilmesi konusunda yakın işbirliği yapması gerekir. İkinci bir konu, yine Rusya ile Dağlık Karabağ’daki Azeri-Ermeni ihtilafının sonlandırılması konusunda da yakın işbirliği yapılabilir. Üçüncü bir alan da Rusya ile Orta Asya’da ciddi bir işbirliğine gidebiliriz. Biz Rusya’yı bir rakip değil ortak olarak görüyoruz. O açıdan da ortaklık hukukunun gereği olarak bir çatışma dili değil daha kapsayıcı, uzlaşmacı bir dil ve ortak çıkarlar üzerinden hareket etmeyi esas alıyoruz. İkili ilişkilerde de şu anda teknik konularda tam ilerleme sağlanamadı. Bu konuda da bir an önce süratli bir şekilde ilerleme sağlanıp ticaretin ve turizmin, karşılıklı yatırımların, karşılıklı öğrenci değişiminin ve diğer alanlardaki teknik ve diğer işbirliği alanlarının süratli bir şekilde gelişmesini arzu ediyoruz.”

Yılmaz, normalleşmenin hızlanması gerektiğini düşündükleri alanlar konusunda ise, “Normalleşmede özellikle ticari konularda, turizm alanında, karşılıklı seferler konusunda tam tatmin edici bir noktaya gelinmiş değil. Bu noktalarda, ikili ilişkilerin içeriğini belirleyen alanlarda hızlı bir normalleşme gerekiyor. Bunun sağlanmasının, Rusya’nın da çıkarına olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Şanghay İle İlişkiler Geliştirilebilir Ama Bu ‘Batı’dan Kopalım’ Anlamına Gelmemeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmasının ‘daha rahat hareket etmesini sağlayacağı’ açıklamasını da değerlendiren Yılmaz, şöyle konuştu:

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın Şanghay İşbirliği Örgütü’nün yapısını, muhtevasını, işleyişini ne kadar iyi bildiğini bilemiyorum. Ama ‘AB olmuyor, neresi olsun Şanghay İşbirliği Örgütü olsun’ yaklaşımıyla Türkiye’yi bir yere yamama girişiminden ben şahsen rahatsızım. Biz Şanghay İşbirliği Örgütü ile diyalog ortağıyız. Yani gözlemciliğin bir alt statüsüdür diyalog ortaklığı. Bu geliştirilebilir. Türkiye’nin Batı kurumlarıyla ilişkilerinin var olması başka bir kurumla ilişki geliştirmesinin önünde engel değil. Ama şunu bilmemiz gerekir; Şanghay İşbirliği Örgütü’nün amacı, terörizmle mücadeledir. Çin’in özellikle Uygur konusunda, Rusya’nın da vaktiyle Çeçen konusunda olan hassasiyetleri bir potaya konuldu ve bölge bu iki unsura kapatıldı. Burada amaç, terörizmle mücadele eksenli bir oluşum. Bu geliştiriliyor, geliştirilebilir. Türkiye’nin statüsü de arttırılabilir. Ama bu şu anlama gelmemeli; Türkiye’nin eksen değiştirmesi veya tamamen tepkisel davranıp akıntıya savrulması anlamına gelmemeli. AB ile Şanghay İşbirliği Örgütü’nün yapısı çok farklı. NATO ile de farklı. Birbirlerini ikame edecek örgütler değil. Kaldı ki Türkiye’nin her tarafla iyi ilişkiler geliştirmesi gerekiyor. Ama bu, ‘Bir yerlerden kopalım, başka yerlere yamanalım’ şeklinde olmamalı.”