Bir İnsanı Bulunduğu Değil, Göz Koyduğu Mevkiyle Ölçmek Gerekir

0
1853

ezgi-dagli-mevki

Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir diyor Rus Edebiyatı’nın efsane yazarı Lev Tolstoy. Her insan alır eline kâğıt kalemini, kağıttan kayıklar yapar. Bu kâğıttan kayıkların üzerine olması gereken yeri değil, olmak istediği yeri yazar. O kayıklar masmavi denizlerin üzerinde, insanlar nerede dururlarsa dursunlar akıntıya kapılıp mutlaka bir gün istedikleri yere ulaşırlar. Çünkü denizdir kayığa yön veren.

İnsanlar doğdukları andan ölene kadar bir şeyleri elde etmenin hırsıyla yaşarlar. Çocukken bize büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorduklarında hepimizin ağzından çıkan meslekler şüphesiz ki avukat, öğretmen, mühendis olmuştur. Bana göre bu kalıplar pek çok insanda bir gün ortadan kalkar. Herkesin hedefleri ve hayalleri bir gün elbet değişir. Ne istediğimizi ve nerede olmak istediğimizi bilirsek en kötüsü, varmak istediğimiz yere ufuktan bakabiliriz.

Küreği Hangi Yöne İtersen Oraya Gider

Küreği hangi yöne itersen oraya gider diyorum çünkü insanlar oldukları yerle değil olmak istedikleri yerle ölçülmelidir. Bir inşaat işçisinin hayalleri aslında çok farklıdır, fakat hayat onu bu şartların içerisine sürüklemiştir. İnşaat işçisinin göz koyduğu mevkiyi bir de ondan dinleyin derim.

Geçim derdi, karın tokluğu… Yokluk içerisinde eve bir ekmek getirme gayesi. Belki hayaller daha büyüktür, onu gerçekleştirmek için ne heves kalmıştır ne de güç. İşte orada duracak ve düşüneceğiz. Güçsüzlük gerçekten büyük bir yanılgı iken, direksiyonun hâkimiyetinin hala bizde olduğu büyük bir gerçektir. Kendinizi nasıl görüyorsanız gerçekten siz osunuz. Mesleğiniz içinde bulunduğunuz şartlar ne olursa olsun hayallerinizin büyüklüğü, sizi siz yapar. Aslında seçtiğimiz meslekler para kazanmak için satın aldığımız birer etiketten başka bir şey değildir. Gerisi gerçektir, kurduğumuz hayaller, varmak istediğimiz nokta, bunların hepsi hayatı yaşanılır kılan gerçeklerdir.

Sizin Bonzai Ustalarınız Kim Hiç Düşündünüz mü?

Değerli okurlarım, yüz yıllık Bonzai ağaçlarının ne kadar yükseklikte olduğunu biliyor musunuz? Yüz yıllık bonzai ağaçları geçen yıllara rağmen sadece 40 cm büyüyor. Peki dev bir ağaç olması gereken bonzai ağaçlarının bu kadar kısa kalmasının sebebinin ne olduğunu biliyor musunuz? Bunun sebebi bonzai ağaçlarının köklerinin devamlı olarak budanıyor olmasıdır. Budanan ağaç kökleri yüzlerce yıl geçse de sadece 40 cm kalıyor.

Bonzai ağaçları neden örnek olarak verdim biliyor musunuz? Bonzai ağaçlarının bu kadar zamana rağmen neden bu kadar ufak kaldıklarını gözden geçirin diye. Hepimizin hayatında mutlaka bir bonzai ustası vardır. Hayallerimizi, hedeflerimizi ve yürümek istediğimiz yolları yontan insanlar, zamanla hiçbir şey başaramayacağımıza bizi inandırmaya başlarlar. Bu insanların yıllar geçse de varmak istediğiniz noktaya varamayışınızda çok büyük payları vardır. Olumsuz inançlarımızın babası olan söz ise şudur: ‘’En kötüsünü düşün, kendini en kötüsüne hazırla. Eğer iyi olursa sevinirsin.’’ Olumsuz şeyler hiçbir zaman risk taşımazlar. Bu nedenle insanlar her şeyin en iyisini düşünerek risk alır. Bu da çoğumuza zor gelir. Olumsuz inançlarımızın ustaları bonzai ağaçlarının ustaları gibidir. Aslında inandığınız her şey bu insanların eli değmeden kök salmaya başlasa ve büyümeye başlasa tam da istediğiniz hedeflere doğru büyük atılımlar gerçekleştireceksiniz. İşte o zaman istediğiniz mevkiye göz koyma cesaretini geliştirebileceksiniz.

Cevap Ver

Lütfen Yorumunuzu Onaylayın
Lütfen İsminizi Yazınız